HESAPLAŞMA
BiTTi
Hayatımın en acımasız kısmından bir alıntı yapıyorum. Demir yüklü vagonlara vuruyorum senli benli her şeyi. Bilmem kimin sırtından çaldığın yamalı hayalleri peşine takıp sürüklerken için de bir katre ben varmıyım?
Ne sorularım cevapsız kaldı ismi konamadan musalla taşın da, Ne umutlarım bir ölünün soğuk yüzüne sığındı anasının bağrını yaka yaka...bilir misin? Ve sen acımadın,Sen acıyı romanlardan okurken ben içinde sığınacak bir köşe aradım soluğuna hasret kala kala. Ve gidiyorum diyorsun! Git demem sana, kal hiç diyemem …Ben kendimin gurbetindeyken bir ayna bul bana yeter. Ucundan tutarken sen bak gözlerime, saçlarımı okşayan yanakların düşsün perçeminin gölgesiyle…
Ne diyorum ben… kendime mi ihanet ediyorum? yoksa Eski bir tahta da kuruttuğum gözyaşlarıma mı? Duvar gibi sözlerim yine suratıma yapıştı
—Burada mısın?
—efendim
—Tek sözün bu mu?
—Bana mı dedin? ?
—Yine dinlemedin değil mi?
-Evet!
İşte bu sözlerinle,hayatının gölgesiyken son baskısıyla bir hesaplaşma daha bitti.
Ve yine sustun değil mi?
Suskunluğunla varsın gözyaşlarımla suladığım dilek ağacım sende kalsın. Belki bir gün bağladığım umutlarımı sulamak için basını kaldırır bakarsın. Haberimi aldığın da maziye bir çukur kazar bir de üzerine basarak zamandan intikamını alırsın.Bir sürgüne mahkum müebbette ki anılarla yaşar beni hatırlar yada en acısı tabutumun tahtalarına ayak izlerini çakar, üstüme de bir avuç bedduanı atarsın…
DUYGUSALCA
T......Ak.......
17/11/2008