|
|
|
|
|
|
|
|
|
İsmi Bülbül’dü
Bugün
Kendime baktım
Dışardan
Bambaşka gözle
Seyrediyorum şimdi
Aynadan bakan
Hiç görmeyen
Solmuş bir gözbebekle
Sanki
Hayatı resmediyor
yüreğim
Dünya gözü
Yürek sözü olmus
Öksüz bir kızın
Gezgin düşlerinde
Özlemlerin tuttuğu
Kokusuz günlerin
Derin iç çekişiyle
Sıcak kanatlarımı geriyorum
Duvaksız yüzüne
Percemlerini cekiyorum
Hayalimde kalan
Göğün degdiği yüzünde
Gökkuşağında saklı
düşler sunuyorum
İsmi dilsiz bülbüle
Yetim babamın
Bıraktığı
Kırık kalemiyle
Ben tutuyorum
Ellerinden
Hala sıcak duran
Şiirlerimin merhametiyle
Üzülme
gittim derken
Geldim yine
Ürkek, ama
Hiç degişmemişsin diyen
Bir ses bırakarak içine
Siz yokken
Bir yürek buldum
Yürek sesime
Bir gölge tuttu
Saclarımdan
Çıkarıp getirdi
Dizleri kırık sandığım
Işıksız gözlerimin
Sağır geleceğine
Rüzgarın
Süpürüp getirdiği
Artık mutluyum
Haberiyle
Neler düşmüştü degil mi
Yıkık hanemden
İnleyen günlerine
Sessiz odanın nemi
Kurur şimdi
Dost kaldı mı derken
Vefa kokan
Gelişimin
Ayak izleriyle
Karşındayım
Uzakta duran günlerde
Ellerimi Tutan
Gözüme göz olan
Sessiz dünyasına
Çığlık olduğum eşimin
Bahar tazeliğiyle
Suskun yılları kıran
Boğazımızda lokma kalan
Mutluluk kadehi sunan
Birleşen ellerimizle
Bizimle Beraber
Haydi! Sen de
Şarkılar söyle
Bu günün şerefine
Tülay Akçakoyunlu |
|
|
|
|
|