Bağışla beni
Ey aşk !
Seni azat ediyorum
Özgürlüğün en koyu mavisinde
Gözlerinde bulduğum
Aydınlığın tütsüsünde
Gümüşün rengini
Ayrılığın külleriyle
Balıkların yüzgecinde
Savuruyorum
Gökyüzünde ki denize
Kıyılara vuran bir yakamozla
Dalgaların sahilde ki sancısıyla
kapıyorum
Sahipsiz yüreğimde ki
Sızlayan izleri
Belki içim acıyor
Belki de içime söz geçiremeyen
Mecalsiz kalan dilim
Vazgeçmiyor kılçıklı yüreğim
Susuyor dalgalar
Durgun ve duru bakışlarınla
Eski bir rıhtımda
Dibe vuruyorum yalnızlığımla
Çakıl taşının gölgesine sığınıyor
Toprağın kavruk kokusu
Kırışıksız alnımın ortasında duruyor
Dul bakışlarınla titreyen
Şarkımın yıkılan duvarları
Şerha şerha dökülen nağmelerde
Gündüzün eteklerinden
Koparıp seni
Gözlerimde ki puslu hayalle
İsli camda ki
Geceye düşüyorum
Bir iz gibi
Pembe düşlerimin tuzuyla
Hayallerimin İnleyen mavisi
Zamanın kokmuş avuçlarında
Gülüşlerimle bekliyor
Bükük boyunlu
Zambakların gülüşleri
Aşk yalvarıyor
Dönence bir hayatla
Göğsümde kalan gül kokusu
Şimdi yaşamla
Tırnaklarımın arasında
Soluk soluğa
Saklandığım ayrılık
Aşkla savaşta
Sığındığım özgürlük
Kapanmış gözleriyle
Tutamadığım ellerine
Baş kaldırışta