AŞK VE SIR - 2 -


     

     

    AŞK  VE SIR - 2

      Ne çöller unuttu Leylayı..Ne de Tarih/e gömdü Rukalin çektiği acıyı..
    Bir ‘'Ha ‘' ile Hay'ya açıldı Aşkın ilk sırlı kapısı.





    Gökyüzüne bakarken
    Bir damlasına sığındığım
    yağmurun masumluğuyla
    Ben d/ üşüyordum bu hayatla
    Güneşin saçlarına el sürüyordum
    içimdeki titreyen çocukla
    yalnızdım
    ısınmıyordum hala

    Yadımı sustursamda
    Bir seyyahın defterinde
    y/anıyordum
    yüz sürdüğüm yıllarla
    takvimlerden koparılıp
    Ben d/üşüyordum bu hayatla
    Saklanmıyordu artık
    Tarih sayfalarıma


    Mecnun'un gözüyle Leyla
    Mısraların arasına yazılınca
    Aşk/la sır oldu
    Leylalar mecnun da
    Mecnunlar Leylada
    Nasıl da kayboldu


    Ne yüz görümlüğü istemiştim ondan
    Ne de... bir duvak
    Tek istediğim
    Leylam'ın dudaklarında ki
    Öptüğüm son tebessümdü
    Keşke...
    Keşke ona kimse el sürmeseydi
    Ne eller gezmişti
    Rûkalimin
    koynunda gezdirdiği bedenimde


    Keşke ...Keske
    Kimse el sürülmeseydi
    Aşkın içimdeki suretine
    Kırmızı şakayığın üzerinde ki
    Bir damla çiğ tanesindeydim
    İncim denize düşmeden önce


    Kim Leylaydı sizce kim Mecnun
    Ask mı sır mı deseler de
    Rûkal bile anlamadan gitti
    İnci oldu denizin dibinde
    Artık geç / miyordu
    Leylayla Mecnun yazılsa da
    Mısralara aşkın dilinde
    Kimler el sürmüştü
    Kimler ihanetini bırakmıştı gözleriyle

    Artık acım/az olmuştu
    Dil /ber olur muydu
    Nazarın düşmeden leylime
    Ben lal/elemdeyken
    Susuyor/dum
    Yıllarsa hala duruyordu
    Tüm ağırlığıyla üzerimde

    *************
    Leyla idim çöllerde
    Artık Rûkal olmuştum
    Dicleden sürülünce
    İçimde aşk
    Elimde ki sırla
    Mecnun ben olmuş
    Gözyaşıyla bulandığım
    Bir damla kanla düşmüştüm
    Sırrın ilk hecesine


    Ceviz ağacının gölgesinde
    Sabahına sığındığım geceyle
    Yol bitmişti
    Artık İstanbul doğmuyordu
    Üzerinde sabahladığım sedirde
    O küçük pencereye sığan dünya bile
    Gözlerimden taşar olmuştu
    Ne büyüktü ,ne zordu ayrılık
    Demek tek gül kokan
    sadece haremin duvarlarıymış
    Artık küf kokuyordu
    Surların taşıdıığı İstanbul'un
    Islak sokakları


    Ahh Baba ahh derken
    Geceye yağan yağmurla birlikte
    Gözyaşlarım kurumuştu
    Acıyan can/ım değil
    Koynuma bastığım
    Babamın emanet i
    Askın yedi sırrını yazdığı
    Fuzulinin satırlarıydı


    Zaman dilimlense de
    Bu Bin yılın içinde
    Sultanların yasak sevdalarıyla

    Aslında ben dilimlenmiştim
    Aşkın adı şehvetle kirletilince


    Ben ve Rûkal kalmıştık
    Ama O'da bırakıp gidince
    Sır içip sarhoş olup
    Kaldım aşkın içinde


    25/09/2009
    duygusalca


    Bu şiir ,saygıdeğer iskender Palanın ‘'Babilde ölüm İstanbul'da Aşk'' isimli romanında bahsi geçen Rûkal isimli cariyenin ve ona aşık olup Leylasının yerine koyan,'' Leyla ve Mecnun'un'' anlatıldığı Fuzulinin yazdığı mısraların acısını Mecnun gözüyle anlatılmak için yazılmıştır.
    Şiirin ilk bölümü kitabın gözüyle ,diğer bölümü rukalin diliyle anlatılmıştır

    duygusalca
    Tülay Akçakoyunlu

     

     

    alejbnup202ca.  

 

ip adresi



Kuran'ı Kerim Dinleyelim
 
RüyaTabirleri
 
Gazeteler-En çok indirilenler
 

» LimeWire Basic 4.12.4

» Windows Live Messenger (Türkçe) 8.0.0792

» Winamp Surround Edition 5.25 Full Beta 801

» Ares Lite Edition 1.8.1

» MSN Messenger (Türkçe - Windows 98/ME için) 7.0.0816

» Google Earth 4.0.1693 Beta

» WinRAR (Türkçe) 3.60 Beta 8

» BvT Live TV 2.0

» Avast! 4 Home Edition 4.7.871

» Turing Translator 6.02

 
bu site 61461 ziyaretçi (135995 klik) tarafından ziyaret edilmiştir

Canlı TV izleyin
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol